Tohumlar, dünya gıda güvenliğinin ve sürdürülebilir bir geleceğin temelini oluşturur. Gelecek nesilleri beslemek için tohumlar, uzun süreli ve uygun sıcaklık/nem koşullarında muhafaza edilmelidir. Yüksek nem ve sıcaklık, tohumların çimlenme ve gelişme kapasitesini olumsuz etkileyerek küf ve mantar oluşumuna yol açar. Uygun sıcaklık ve nem kontrolü ile tohumların canlılığı ve besin değeri korunabilir, gelecek nesiller için sağlıklı, güvenli gıda kaynaklarının sağlanması mümkün olabilir. Bitkinin diğer kısımlarına oranla çok yüksek besin değerine sahip olan tohumlar, bu özelliği ile insan ve hayvan beslenmesinin esasını oluşturmasının yanında hastalık ve zararlılardan kemiricilere kadar birçok canlının peşinde olduğu canlı bir yapıdır. Tohumlar başlıca; genç bitkiyi oluşturacak minyatür yapıdaki embriyodan, embriyonun fotosentez yapıncaya kadar gereksinim duyduğu besini ve enerjiyi sağlayan endospermden (besi doku) ve bu yapıları koruyan testadan (tohum kabuğu) oluşur. Günümüz toplumunun karşılaştığı yeni zorluklar, sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek için fitojenik kaynakların kullanılmasını vazgeçilmek kılmaktadır. Bu nedenle, tohumların kullanımdan önce işlenmesi ve muhafaza edilmesi için gerekli koşulların sağlanması gerekmektedir.
Tohumların depolama süresince depolanma koşullarındaki sıcaklık ve nem verilerinin seyrine göre canlılıkları azalabilir veya artabilir. Bununla beraber tohum depolama, tohumun canlılık ve gücünün kaybını en az düzeyde tutma amacıyla yapılır. Ortodoks tohum depolama işlem vadesi olarak 3 temel depolama süresinden bahsedilebilir.
Tohum hasadından bir sonraki ekim dönemine kadar 6-8 ay kısa süreli depolama,
1-5 yıl arası olarak vadelendirilmiş olan orta süreli depolanması,
Yasalarla koruma altına alınmış gen bankalarında genetik stok olarak tutulan, AR-GE veya tohum test laboratuarlarında yasal olarak ayrılmış bulunan tohumların 5-20 yıl ya da daha uzun süreli depolanması.
Her 3 depolama evresinde de tohumun sürdürülebilir olarak muhafaza edilmesi için sıcaklık ile birlikte nem kontrolünün yapılması gerekmektedir. Bu gereklilik, tohum depolamada muhafaza süresinin artması ile paralel olarak artmaktadır. Uzun dönem tohum depolamalarda özellikle kurutmaya ve düşük sıcaklıklara toleranslı, optimum koşullarda birkaç yıl süreyle depolanabilen, nem içerikleri düşük ortodoks tohumlar kullanılmaktadır.
Harrington kuralına göre (Harrington Thumb Rule: 1963) sıcaklık ve tohum nemi arasında bir ilişki bulunmaktadır. Tohum nemindeki her%1’lik artış ve sıaklık değişimindekşi her 5°C’lik yükselik ile tohum depo ömrü yarıya inmektedir. Bu kural tohum nemi %5-%14 aralığında ve sıcaklık referans değeri 0-50°C değerleri arasında geçerlidir. Sıcaklık ve nemin tohum depo ömrü üzerinde doğrudan etkisi bulunmaktadır. Sıcaklık, ürünün solunum hızında ve zararlı organizmaların yaşamında doğrudan belirleyicidir. Ürün depolama ömrünü arttırmak için sıcaklığın aşağı çekildiği durumlarda ise, termodinamik bir kaçınılmazlık olarak bağıl nem değerleri yükselir. Bağıl nem değerlerinin yükselmesi ile tohumlar tür ve çeşidine, depolama amacına, depolama süresine ve depo izolasyon yapısı ile paketleme yöntemine de bağlı olmak kaydı ile güvenli nem aralığından çıkma eğilimi gösterir. Özellikle nem absorbe etme özelliğine sahip tohumların ortamdan nem çekme eğilimi bulunmaktadır. Bu tohumların ortamdan nem çekmediği ve ortam iklim şartı ile dengede bulunduğu nem değerine “denge nemi” adı verilir. Denge nemi direkt olarak tohumun kimyasal ve fiziksel yapısı ile ilgilidir. Örneğin yüksek yağ içeren tohumların denge nemi ile kalın kabuklu tohumların denge nemi aynı değildir. Yüksek oranlarda olan tohum nemi ürünün depo koşullarına zarar verdiği gibi düşük nemlerde muhafaza etmek de ürünün canlılığına zarar vermektedir.
Kısa ve orta vadeli tohum depolama sistemlerinde, depolama iç ortam şartı 5-10°C ve ortam bağıl nemi %20-30RH şartında tutulmalıdır. İlgili sıcaklıklarda ve düşük bağıl nem değerlerinde bu odalarda iklim koşulları için nem alma cihazlarının kullanımı kaçınılmazdır. Sıcaklık ve bağıl nem değerlerine karşılık gelen çiylenme noktası sıfırın altındaki değerlere denk geldiği için bu tarz operasyonel faaliyetlerde yoğuşmalı tip mekanik nem alma cihazları kullanılmamalıdır. Bunun yerine kimyasal nem alma cihazları olarak adlandırılan, endüstriyel tip rotorlu nem alma cihazı kullanımı enerji maliyetleri de göz önünde bulundurulduğunda daha doğru sonuç vermektedir. Uzun süreli depolamalarda (15-20 yıl) ise -18°C’lik donuk odalarda ürünler dondurularak muhafaza edilmektedir. Bu noktada nem alma cihazlarının oda içerisinde doğru konumlandırılması ve oda içi sıcaklık dengesinin dalgalanmaması açısından önemlidir. Oda yüksekliğinde asılan ve iç ortam sıcaklık dengesini sağlamakla görevli evaporatörlerin emişinden kuru ve sıcak havayı üfleyerek havanın, evaporatörlerde kuru ve soğuk olarak kaynağında hazırlanarak oda içerisine gönderilmesi sağlanmalıdır. Aksi durumda iki kaynaktan farklı sıcaklık ve nem koşullarından odaya dağılan havanın yaratacağı karışım, oda içi sıcaklık ve nem dalga boyutunu direkt olarak etkileyecektir. Özellikle taban ve tavan arasındaki yükseklik farkının çok olduğu depolarda nem alma cihazı tavan hattında evaporatörlere yakın olacak şekilde projelendirilmelidir. Tohumların muhafaza edildiği depolarda hava dağılımının da tasarımı çok önemlidir. Ürünlerin denge nemine ulaşıncaya kadar eşit şekilde kuru havaya temas etmesi ve aşırı nem salınımı gerçekleştirmemesi için zorlanmaması gerekmektedir. Aksi durumda ürün denge hattının ötesine geçerek canlılığını yitirmeye gidecektir.
Daha fazla bilgi için aşağıdaki iletişim formundan bize ulaşabilirsiniz.